1. I. Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.
II. Dün akşam geç yanığından uykusunu alamamıştı.
III. Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıkadım.
IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.
V. Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözüme uyku girmedi.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır?
A) I. ve V.
B) II. ve III.
C) II. ve IV.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.
2. Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.
Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve değişik yönler bulurdu.
B) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
C) Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıştı.
D) Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.
E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.
3.
Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlendirmeye katılmamak
elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu
öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.
Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oluşturulduğu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen
B) Oluşturulduğu dönemin havasını yansıttığı gibi değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan
C) Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak biçimde, sağlam bir teknikle oluşturulan
D) Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygulandıracak özellikler içeren
E) Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabileceği düşünülen
4. Önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,—-.
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır
B) onların bize kazandırdığı yeni duygulardır
C) okuduklarımızın davranışlarımızı, yaşama bakışımızı nasıl etkilediğidir
D) onlardan edindiğimiz bilgilerle yeni bir dünya kurabilmenizdir
E) onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildiğidir.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde önerinin gerekçesi de açıklanmıştır?
A) Daha az konuşup daha çok iş yapın.
B) Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.
C) Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.
D) Çabalarla amaçtan birbirine karıştırmayın.
E) Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.
6. “Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım
B) Erzurum dağları kardır, geçilmez
C) Düşman geldi, tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
E) Başım yastıktadır, gözlerim yolda
7. I.
Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir
ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bulurdu.
II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.
III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.
IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
8.
(I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında
gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar,
yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında
edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin
sorunlarını, iyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok
akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince
ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
A) I. ve II.
B) I. ve V.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) IV. ve V.
9. (I)
Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla
birlikte, kimi öyküleri öykü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır.
(III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı dışlar.
(IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük seçimi yönünden kılı kırk yaran
bir titizlik gösterir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, sözü edilen yazarla ilgili olumlu yargıları içermektedir?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) I. ve IV.
D) II. ve III.
E) II. ve IV.
10. (I)
Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve
ilgilerine göre seçmek gerekir. (II) Yatak başında, kitapları okurken
çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve
duygularını değişik açılardan yansıtır. (III) Bir kitap kahramanının
hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da
düşündürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir. (IV) Bunun
için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da
ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu
saatler özlemle anımsanır.
Bu
parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, kitabın, çocukları tanıma
ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) IV. ve V.
11. (I)
Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze
çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun
ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III)
Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun değişik kesimlerinde aynı ölçüde
anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluşturmaktadır. (IV) Bilincimizin
bir köşesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili öğeleri, onun
şiirlerinde evrensel bir temaya yönelişin çıkış noktasıdır. (V)
Ardıçlar, söğütler, ahlatlar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar
bize.
Şairin geniş bir okur kitlesine seslenebilmesini sağlayan özelliği, yukarıdaki parçanın kaçıncı cümlesinde belirtilmiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12. (I)
Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla
karşılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü.
(III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu
tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklarda, bir insan boyu yükseklikte,
kubbeleştirilmiş küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu
yığınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha
küçük pencerelerinden bakınca, içinde yaşayan insanları gördük.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde “karşılaştırma” yoktur?
A) I. ve III.
B) I. ve V.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) IV. ve VI.
13. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yorum söz konusu değildir?
A) Alabildiğine insan kalabalığı vardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
B) Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde
C) Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
D) İzmir’e girişini Atatürk’ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
E) Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ü
14. Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, “Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defalarca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?
A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve anlaşılır bir dili vardır.
B) Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargılanmaktadır.
C) Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.
D) Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluşturduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.
E) Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.
15. Romanını
okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geçsin, hazmedeyim. Neler kaldı,
neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.
Böyle diyen bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak doğrulamak ister.
B) Ayrıntılı olarak düşünmenin gereğine inanır.
C) Zaman içinde görüşlerin değişebileceğini düşünür.
D) Düşüncelerini hemen açıklamaktan kaçınır.
E) İzlenimlerini yorumlayıp değerlendirme eğilimindedir.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını taşırdı.
B) Bu konuda onun da fikrini almak istedi.
C) Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı.
D) Ona bir armağan vererek gönlünü almaya çalıştı.
E) Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti.
17. Ödüller
konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapıtın, o yarışmaya
katılan tüm yapıtların en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici
kurullar, birikim ve beğenileri birbirinden farklı kişilerden oluşur
(III) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV)
Yüzlerce yapıtın katıldığı yarışmalarda bundan doğal bir şey olamaz (V)
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama işareti koymak gerekir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
18. Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek (I)? Bunu, bugünden kestirebilmek zor (II); ayrıca böyle bir yorum yapmak da bence gereksiz. Bırakalım, yarının insanı kendisi seçsin seveceği (III), devamlı okuyacağı ya da unutacağı yapıtları (IV)… Böyle bir seçim, yapıtları gerçek anlamda kalıcı kılar (V).
Yukarıdaki parçada numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
19. Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya “ş” kaynaştırma harfi girer.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala örnek oluşturmayan bir sözcük vardır?
A) Defterinize ikişer cümle yazın.
B) Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.
C) Masalara yedişer tabak koyalım.
D) Herkes yirmişer dakika konuşacak.
E) Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.
20. Çayönü (I)kazısında çıkarılan (II)buluntular insanlığın, (III)avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik yaşama (IV)geçiş (V)aşamasını göstermektedir.
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü, sözcük türü yönünden öbürlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?
A) Kara gözlüm çok özledim ben seni
B) Varlığımı yalnız ona verdim ben
C) Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
D) Gözleri yaş dolu yorgun bulutlar
E) Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü
22. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?
A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin
B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize
C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah
D) Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin
E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı
23. (I)
Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır.
(III) Yet esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler
kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ovayı kaplayan
ekinler tüy gibi hatiftir artık. (VI) Yel, tüy gibi hafif ekinleri
toprağa değecek kadar yatırır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri öğelerinin sıralanışı yönünden benzerlik göstermektedir?
A) I., II., IV.
B) I., III., V.
C) II., III., VI.
D) III., IV., V.
E) IV., V., VI.
24. Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insanların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor.
Bu cümledeki anlam karışıklığı aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “tanıtılan” sözcüğünden sonra “çok değerli” getirilerek
B) “geçmişte” sözcüğünden sonra “yaşamış” getirilerek
C) “antika” sözcüğü atılarak
D) “inançlarını” sözcüğü yerine “geleneklerini” getirilerek
E) “de” sözcüğü atılarak
25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karşılaşacaksınız.
B) Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi biçimde yerine getirmenizdir.
C) Bir sorunla karşılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.
D) Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.
E) Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur.
26. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.
B) Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.
C) Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.
D) Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.
E) Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.
27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Makinenizi, arkadaki açma-kapama düğmesine basarak kapatmanız gerekmektedir.
B) Daha fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz.
C) Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğrenebilmek için onu bir teknisyene göstermelisiniz.
D) Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır.
E) Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyarmak için bazı özel işaretler kullanılmıştır.
28. Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın (I)bir köşesinde, yaşlı (II)bir hanım masanın üstüne koyduğu romanını (III)bir karış uzaktan okumaya çalışıyor: (IV)bir şişman, spor giyimli (V)bir adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için altı çizili sözcüklerden hangisi atılmalıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
29. Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Savaşı müzelerini gezmelisin.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıda kilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) Yanlış bağlaç kullanılmasından
B) Koşul cümlesi olmasından
C) Nesnenin yanlış yerde bulunmasından
D) Yüklemin gereklilik kipinde olmasından
E) Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından
30. (I)
Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna
değin bütün tonlarıyla bezenmiş ağaçların süslediği yamaçlardan,
tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa sonunda
yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların
kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. (V)
Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde betimlemeye yer verilmemiştir?
A) I. ve II.
B) I. ve V.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
31. (I)
Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine
kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kuralına uygun; ancak izleyicinin
merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) İlk bölümün ikinciye
göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kişiler kendi
toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak
olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun
yazan olarak umut veriyor.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) I. cümleyle II. yer değiştirmeli
B) II. cümleyle III. yer değiştirmeli
C) III. cümleyle IV. yer değiştirmeli
D) IV. cümle I. den sonra gelmeli
E) V. cümle II. den sonra gelmeli
32. (I)
Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II)
Kendi acılarına yer vermez şiirlerinde. (III) Dana çok, içinde yaşadığı
toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) İmgelen yalındır.
(V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru
saran bir sıcaklık vardır.
Bu parçadan, aşağıdaki cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında önemli bir daralma olmaz?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
33.
Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini
verir. Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve
bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile
bir gün başka bir anlam, başka bir güzellik fışkırabilir. Bu nedenle —-.
Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
A) iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir
B) pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümünden sonra değer kazanmıştır
C) sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır
D) eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seçmede okurlara yol göstermelidirler
E) şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir
34. Bizim
yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzerimizde yeterince etkili olmuyor.
Bir yapıttaki yaşantıları paylaşabilmemiz, anlatılan olayların da bize
tanıdık gelmesini gerektiriyor. İşte bu nedenle, öykülerde ve romanlarda
—- isterim.
Düşüncenin akışına göre, bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını
B) evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını
C) bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtılmasını
D) duygu ve düşüncelerimize ayna tutulmasını
E) kolaylıkla benimseyebileceğimiz karakterlerin çizilmesini
35. Bu,
yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam
konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca
dikkatimin uyanık olması için çalışma odamın sıcaklığının da on altı
dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar
yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın etkisiyle mizah
ağırlıklı olur.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir?
A) Ne tür yazılar yazarsınız?
B) Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?
C) Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?
D) Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?
E) Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?
36. Edebiyatı,
sanatı kendime dert edinmiş bir kişiyim. Gece gündüz edebiyat
düşünürüm, şiir düşünürüm. Sevdiğim bir şiiri tanıdıklarıma okumadığım
ya da bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya girişmediğim günler,
yaşadım saymam kendimi.
Böyle diyen bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar.
B) Şiir dışındaki ürünlerden tat almaz.
C) Edebiyattan hoşlanmayanları sevmez.
D) Eleştiriye açık bir kişiliği vardır.
E) Yaşamıyla edebiyatı bütünleştirmiş biridir.
37. Sonunda
bilgisayar da gelip çalışma masamıza kuruldu. Belli ki geçici bir geliş
değildir bu. Disketi, yazıcıyı da yanına alarak geldiğine göre temelli
yerleşmeye niyetli. Sadece birkaç oyun ya da yazım kolaylığı sağlamakla
yetinmeyen bilgisayar, getirdiği konfor, yarattığı alışkanlıklarla terk
edilemez kaleler ele geçirdi. İlk sıcak ilişkiler, yerini vazgeçilemez
tutkuya bıraktığında bilgisayar dünyasının sıradan bir tüketicisi
oldunuz demektir.
Bu parçada bilgisayarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Pek çok kolaylık sağladığı için insanı tembelleştirdiği
B) Kullanılan malzemeler bakımından pahalı bir aygıt olduğu
C) Benimsenmesi uzun zaman alan bir yenilik olduğu
D) Kullanma alışkanlığının giderek güçlenip yaygınlaştığı
E) Başka araçlarla birlikte kullanıldığında işe yaradığı
38. Kimi
eleştirmenler yazınsal ürünleri değerlendirirken eleştiri türünün
gerektirdiği kurallara uymazlar. Yapıtları değerlendirme yerine,
birtakım oyunlara yönelirler. Bilgisizliklerini, yanlış ya da haksız
yargılarını bu dil oyunlarının altına gizlerler. Bu yolla okuyucuyu
yönlendirdikleri için de okuyucu bunun ayrımına varmaz. Böylece yapıttan
kopuk kişisel görüşlerini, eleştiri adıyla ortaya koymuş olurlar.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen eleştirmenlerin bir özelliğidir?
A) Söylediklerini iyi seçilmiş örneklerle somutlaştırma
B) Yapıttaki yetersizlikleri giderme yolları önerme
C) Özentili bir anlatımla okuyucuları istediği yönlere çekme
D) Yapıtların güç anlaşılan yönlerini aydınlatma
E) Okurlarına karşı sorumlu davranma
39. Şiir
yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmaktır. O ilk dize ozanın
gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan,
şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. İşte bunun için
ben, bir konuşmamda, “Şiirimi, yazarken düşünürüm ya da düşünürken
yazarım.” demiştim.
Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır?
A) Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı
B) Yazma süreci içinde oluştuğu
C) İletisinin, yazmaya başlamadan önce belirlendiği
D) Ozanın duygu dünyasını yansıttığı
E) Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı
40. Tüketim
kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Televizyon, sinema, gazete gibi
kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yitirmesine
yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yalnızca sahte okurlarını yitirmiş,
gerçek okurlarını korumuştur. İşte bunun içindir ki benim, şiirin
geleceği açısından hiçbir kaygım yok. İyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını
sürdürecektir.
Bu parçada, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Toplumsal değişmelerden etkilendiğine
B) Okur sayısının azaldığına
C) Şiir beğenisi tam gelişmemiş okurların elendiğine
D) Nitelikli olanların varlığını koruyacağına
E) Her dönemde çok sevilen tür olduğuna
41. İçeriğini
çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda
keşfedilmeyi bekleyen nice hazine vardır. Benzer biçimde, resimlere de
tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça yenilendiğimizi anlarız. Bir müzik
yapıtını da yeniden dinlemeliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın
zenginleştiğini, değiştiğini görürüz.
Bu parçadan sanat yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A) Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince anlaşılır.
B) Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.
C) Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.
D) Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip geliştirirler.
E) Her seterinde bizde yeni duygular uyandırırlar.
42.
Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçütlerine göre
değerlendirmek doğru olur mu? Günümüzde İnsanların edebiyat anlayışları
değişip gelişmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak düşünürseniz,
zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz
edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler
oluşturmak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat
merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden
oluşmuştur.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A) Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçütleri vardır.
B) Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler.
C) Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebiyatçı zamanla ün kazanabilir.
D) Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları İçinde ele alınmalıdır.
E) Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla değişir.
43. Bugün
eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de mektup alıyorum. Okumanın yerini
televizyon ekranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun aldığı bir
gerçek. Yine de mektup yazarken verilen emeği ve mektuptaki kalıcılığı
önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsatmaya
gerek var mı? Çocukların, gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını,
telefonla konuşmalarından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.
Böyle konuşan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.
B) Gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını istemektedir.
C) Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etkilediğini düşünmektedir.
D) Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.
E) Mektubun salt haberleşme aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır.
44. Bizdeki
çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine karşın önemi yeterince
anlaşılamamıştır. Bunu iyi bildiğimden “Süreli Çocuk Yayınları” başlıklı
çalışmayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğrusu çok yararlandım.
Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok
yönlü bir araştırmanın somut sonucu olarak etimizde bulunuyor. Hemen
söyleyelim ki basımı da çok güzel olan bu kitap, içeriğinin zenginliği
yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin,
tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımızın ilgisini
çekecektir.
Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Güzel bir görünümle sunulduğuna
B) Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna
C) Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç geleceğine
D) İçerdiği bilgilerin güvenilir nitelik taşıdığına
E) Anlatımının çocukların düzeyine uygun olduğuna
CEVAP ANAHTARI
1-A 2-D 3-B 4-E 5-C 6-B 7-A 8-E 9-C 10-C 11-A 12-B 13-D 14-E 15-A 16-C 17-A
18-D 19-B 20-C 21-E 22-D 23-A 24-B 25-D 26-C 27-E 28-D 29-A 30-B 31-D 32-A
33-E 34-C 35-B 36-E 37-D 38-C 39-B 40-E 41-A 42-C 43-D 44-E
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.