DİVAN EDEBİYATINDA NESİR
Divan edebiyatında
nesir (düz yazı) şiire göre ikinci planda kalmıştır.
Divan edebiyatında düz
yazıya “inşa”, nesirle uğaraşan kişilere “münşi",
düz yazıdan oluşan eserlere de “münşeat” denmiştir.
Konu ve düşünceden
çok söyleyiş güzelliğine önem verilmiştir.
Noktalama işaretleri
kullanılmamıştır.
Cümleler bağlaçlar
kullanılarak uzatılmıştır.
Eserlerde paragraf
düzeni yoktur.
Divan nesri üçe
ayrılır:
1. SADE NESİR
Dili sadedir
Halkı eğitmek amacıyla
yazılmıştır.
Halk kitapları,
tefsir ve hadis kitapları, din ve tasavvufla ilgili kitaplar bu gruba girer.
Sade nesrin önemli
örnekleri şunlardır:
Kul
Mesut', Kelile ve Dimne Tercümesi (14. yy)
Mercimek Ahmet, Kâbusnâme Tercümesi
(15. yy)
Seydi Ali Reis, Mir’atü'l - Memâlik (16. yy)
Sehî
Bey, Heşt Behişt (Tezkire) (16. yy)
Evliya
Çelebi, Seyahatnâme (17. yy)
Kâtip
Çelebi, Keşfüz Zünun, Fezleke, Cihannüma (17. yy)
2. ORTA NESİR
Yer yer süslü nesre
yaklaşmakla birlikte tam olarak sade nesir özelliği de göstermeyen nesirdir.
Bir konuyu öğretme, anlatma amacı güder.
Halkın konuşma
dilinden epey uzaktır. Ama süslü nesirdeki gibi söz sanatlarıyla hüner
gösterme yoluna da gidilmemiştir.
Tarih ve bilim
alanında yazılan eserlerin çoğu orta nesir özelliği taşır.
Âşıkpaşazâde
Tarihi, Naimâ Tarihi, Peçevi Tarihi gibi eserlerde orta nesir
özelliği görülmektedir.
3. SÜSLÜ NESİR
Bu nesir türünde
şiirde olduğu gibi hüner göstermek amaçlanmıştır.
Uzun cümlelerin,
secîlerin, sanatların olduğu nesirdir.
Süslü nesrin en
başarılı örneği Sinan Paşa’nın (15. yy) “Tazarrunâme” adlı
eseridir.
Veysî, Nergisî gibi
sanatçılar da bu nesrin önemli temsilcileridir.
DİVAN EDEBİYATINDA NESİR TÜRLERİ
TEZKİRE
Divan edebiyatında
şairler hakkında bilgi veren eserlere tezkire
denir.
Tezkirelerin
karşılığı günümüz edebiyatında "biyografi’lerdir.
Türk edebiyatında
ilk tezkire Ali Şir Nevâî'nin kaleme aldığı
“Mecalisü’n-Nefâis”tir. (15. yy) (Çağatay
edebiyatı)
Anadolu sahasında
ise ilk tezkire Sehî Bey'in yazdığı “Heşt Behişt”tir. (16. yy)
Diğer bazı tezkire
yazarları ise şunlardır:
Latifi,
Tezkiretü'ş-Şuara ve Tabsıratü’n-Nuzama (16. yy) Âşık Çelebi, Meşâiru’ş-Şuara
(16. yy)
Haşan
Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuarâ (16. yy)
Ahdî,
Gülşen-i Şuarâ (16. yy)
MÜNŞEAT
Mensur olarak
yazılmış yazıların yada mektupların toplandığı eserlerdir.
Divan edebiyatında
şairlerin mektuplardan oluşan münşeatları vardır: Münşeat-ı Fuzulî, Münşeat-ı
Kânî gibi.
Divan edebiyatında Fuzûlî’nin 16. yy'da yazdığı “Şikâyetnâme” adlı eseri ünlü bir mektuptur.
TARİH
Eskiden tarihler üslup gözetilerek yazıldığı için edebî eser
sayılmıştır.
Divan edebiyatında tarih türünde epey eser verilmiştir. Bunlardan birkaçı:
Âşıkpaşazâde
Tarihi (15. yy)
Peçevî
Tarihi (Peçevî İbrahim Efendi) (17. yy)
Nâimâ
Tarihi (18. yy)
SEYAHATNÂME
(GEZİ YAZISI)
Gezilip görülen yerleri anlatan eserlerdir.
Seyahatnameler belge niteliği taşır.
Bu türde verilen eserlerin önemlileri şunlardır:
Şeydi
Ali Reis, Mir'atü’l-Memâlik (16. yy)
Evliya
Çelebi, Seyahatname (10 cilt) (17. yy)
Nâbi,
Tuhfetü’l-Haremeyn (17. yy)
Keçecizâde
İzzet Molla, Mihnet-i Keşan (19. yy)
SEFÂRETNÂME
"Sefir", “elçi" demektir. Sefirlerin (elçilerin)
gittikleri memleketler hakkında yazdıkları eserlere "sefaretnâme"
denir.
En tanınmış sefaretname örneği, Yirmisekiz Çelebi Mehmet’in yazmış olduğu "Paris
Sefâretnâmesi”dir.
MENÂKIBNÂME /
VELÂYETNÂME
Bir velînin (evliya) hayatı çevresinde oluşmuş menkıbe ya da kerametleri
anlatan dinî, tasavvufî eserlerdir.
SİYER
Peygamberimizin hayatını ve savaşlarını anlatan eserlerdir.
Manzum veya mensur şekilde yazılabilir.
Türk edebiyatında ilk siyeri
Erzurumlu Mustafa Darir (Siyer-i Nebi) yazımıştır. Veysi’nin yazdığı Dürretü't-Tâc fî Sîreti
Sâhibi'l-Mi'râc (Siyer-i Veysi) çok tutulmuştur.
HİLYE
Hz. Peygamberin fizikî ve rûhî özelliklerini anlatan eserlerdir.
Manzum ve mensur olarak yazılabilir
SÛRNÂME
Şehzadelerin doğumları dolayısıyla yapılan şenlikleri, sünnet
düğünlerini, padişah kızlarının ve kız kardeşlerinin düğün merasimlerini konu
edinen manzum veya mensur eserlerdir.
Sûmâme-i Vehbî adıyla bilinen Vehbî’nin eseri, önemli bir sûrnâme
örneğidir.
FÜTÜVVETNÂME
Ahîliğin esaslarını, ahlâkî ve ticarî ilkelerini anlatan eserlerdir.
İlk fütüvvetname örneğini 13. yüzyılda Haliloğlu Yahya Burgazi vermiştir.
GAZAVATNÂME
Türk edebiyatında sefer hazırlıklarım, ordunun yolculuklarını,
savaşları, fetihleri, zaferleri konu edinen eserlerin genel adıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.